5 Soru 5 Cevap köşemizde bu kez “Kendi Başına” kitabıyla beğeni toplayan Yazar Nilüfer Yağcıoğlu’nu konuk ediyoruz. Çağdaş dünyada bir kadının kariyer gelişimi ile annelik arasında kurmaya çalıştığı dengeyi bir anne kız hikayesi üzerinden dokunaklı bir şekilde ele alınan kitapla ilgili merak ettiğimiz 5 soruyu soruduk.
Kendi Başına kitabının fikren olgunlaşma ve kağıda dökülene kadar ki süreci nasıldı? Ne kadar sürede kitabı yazdınız?
2020 yılında Murat Gülsoy’un Yaratıcı Yazarlık Atölye’lerinde yazdığım hikayelerde anne kız ilişkisi meselesi etrafında döndüğümü fark ettim. Bu konuda derinleşmek için bana birebir yol gösterebilecek bir mentöre ihtiyaç duydum. Bu noktada Irmak Zileli ile Ocak 2022 itibariyle birlikte çalışmaya başladık. Yaklaşık altı ay konu ile ilgili psikolojik, sosyolojik çalışmaların yanısıra birçok kurgu da okuyup inceledik. Karakterlerim ve olay örgüm oluştuktan sonra yaklaşık dokuz ay içinde romanımın yazımı bitti.
Hikayenin okuyucuya asıl vermek istediği mesaj nedir?
Romanımı bir mesaj verme amacı ile yazmadım. Sadece öğrendiği işte kendini geliştirmek isteyen bir kadının, anneliğe adledilmiş görevler arasındaki sıkışmışlığını gözler önüne sererek bir farkındalık yaratmak istedim.
Anne olmak bir kadının kariyer hayatlarını nasıl etkiliyor sizce?
Anne olmak bir kadının kariyer hayatını bence olumsuz etkiliyor. Bir insan bütün benliğini yaptığı işe verebilirse o işte başarılı olabilir ve yükselebilir. Çalışan anne ne işine ne de anneliğe tam olarak kendini veremiyor. İşte istediği pozisyonların gözünün önünde erkeklere ya da çocuksuz kadınlara verildiğini görüyor morali bozuluyor, hevesi kaçıyor. Evde de anneliğini tamamıyla gerçekleştiremediğini düşündüğü için, örneğin çocuğunun okul gezisine para yatırmayı unuttuğu için veya çocuğu hasta iken evde yanında kalamadığı için vicdan azabından uykuları kaçıyor… Bunu söylerken elbette ki bir kadın anne oluyorsa kariyerinden vazgeçmelidir demek istemiyorum. Sadece bir çalışan annenin, ikisini bir arada yürütmenin ne kadar zor olduğunu ve bu zorluğu bütün eğitimli kadınların yaşadığını bilmesini istiyorum. Aynı zamanda ve en önemlisi de bunun toplum ve özellikle iş verenler tarafından da bilinmesini ve kariyer planlaması yapılırken göz önünde bulundurulmasını arzu ediyorum.
Siz kariyer basamaklarını çıkarken bir anne olarak ne gibi zorluklar yaşadınız?
Açıkçası ben birinci basamakta kaldım 🙂 … Ben anne olmadan önce tıpta uzmanlık sınavını vermiştim. Uzmanlık sınavında ilk çocuğuma hamileydim. Üç sene sonra da ikinci çocuğum doğdu. Yurtdışında anneanne, babaanne desteği de kısıtlı olduğu için çalışma hayatımı askıya aldım. Yine de çocuklarım büyüdükten sonra şansımın yaver gitmesi sonucu muayenehanemi açabildiğim için kendimi çok şanslı hissediyorum.
Bundan sonraki kitapta okuyucunuzu nasıl bir hikaye bekliyor olacak?
Bundan sonraki hikayem “Aidiyet” meselesini merkez alacak. Yirmi beş yaşında Almanya’ya geldim. Yirmi senedir Almanya’dayım.Yani hayatımın yarısı bir ülkede diğer yarısı bambaşka bir ülkede geçti. Resmi belgelerde Alman’ım ama iş içimi dökmeye, meselemi paylaşmaya gelince Türkçe yazıyorum. Bazı konularda Alman olduğumu düşünüyorum ama Türküm aslında. Bu ikilemi dengede tutabilmek hiç kolay olmuyor bazen. Bu konu üzerinde çalışmalar yapacağım. Diğer yaşanmışlıkları, konunun psikolojik ve sosyolojik boyutlarını inceleyip bir kurgu planı içinde kağıda dökmek istiyorum. Bu sefer bir aşk hikayesi üzerinden meselemi sunma arzusu içindeyim.