Yeni nesil oyuncular arasında sergilediği oyunculuk performansı ve güzelliğiyle dikkat çeken bir isim Duygu Mercan. Tanışıklığımızın çok eski yıllara dayanması ve yeni filmi “Gecenin Nakaratı”nın vizyona girmesini bahane ederek 5 Soru 5 Cevap bölümümüzde Duygu Mercan’ı ağırlamak istedik.   

Duygucum ben seni her ne kadar çok iyi tanıyor olsam da, LifeisLifeMag okurları için kendini tanıtır mısın? Nereden mezun oldun, bugüne kadar hangi filmlerde oynadın?

Biraz geriden başlayacak olursam aslında İstanbul’da doğdum ama 19 yaşında eğitim için Londra’ya taşındım. Üniversiteyi orda okudum. Mezun olduktan sonra iş hayatı derken beşinci senemde vatandaşlık aldım. Aldıktan sonra da dönmek istememiştim çünkü orda bir düzenim olmuştu. Totalde 11 sene kaldım İngiltere’de. Fakat bir gün bir yapım şirketinden telefon aldım. Beni bir film çekimi için Türkiye’ye davet ettiler. Ben de bunu bir fırsat olarak görüp teklifi kabul ettim. 2021 Nisan ayında gelip ilk filmim olan İlişki Doktoru’nda ufakta olsa bir rol aldım. O karakter çok sevilince aynı yapım şirketi bana ikinci filmim olan Aşkın Ömrü’nde bir rol daha verdi. Daha sonra ilk başrol geldi Soygun filminde. Bundan sonra İşin Aslı, Son Şans, Merkez, Aşk Bağları, Gecenin Nakaratı ve Gülizar Yol Ayrımı derken 2021’den bu yana 9 filmim oldu.

Gecenin Nakaratı filmine nasıl dahil oldun? Film çekimleri nasıl geçti ve biraz da filmin konusundan bahseder misin? Seyirciye vermek istediği asıl mesaj ne?

Ben aslında Gecenin Nakaratı’nı daha yazılmadan hikaye olarak varken biliyordum. Bir gün yapım şirketine ziyarete gittiğimde senaristimiz Şeyda Delibaşı Gecenin Nakaratı ile ilgili yapımda toplantıdaydı. Ben de tesadüfen gidince beni de toplantıya dahil ettiler ve ‘Ilgaz olmak ister misin?’ dediler. Dolayısıyla karakter daha yazılı olarak yokken bile ben Ilgaz’ı biliyordum. Film hep sokakta ve Beşiktaş gibi merkezi bir yerde geçtiği için kalabalık ve ses biraz bizi zorladı aslında. Üstelik çekimi yaparken Kasım ayıydı ama bende kısacık bir elbise vardı. Soğuk beni en çok yoran etken oldu. Zaten setin bittiği gün bende bittim. Baya hasta yattım 2 hafta… Ama yine de harika bir tecrübe ve anı oldu benim için.

Filmin konusu, tamamen farklı iki hayat tarzına sahip bir kadın ve bir erkeğin tesadüf eseri tanışması ile geceden sabaha kadar birlikte geçirdikleri süre içerisinde birbirlerini dönüştüren olaylar üzerine geçiyor. Gecenin Nakaratı, hayatımızın hangi aşamasında olursak olalım, her zaman yeni şanslarımız ve yeni başlangıçlarımız olabileceği mesajını güldürerek veren bir film.

Buğra Gülsoy, İlker Aksum, Naz Elmas, Aslı Bekiroğlu ile aynı seti paylaşmak nasıldı?

Hepsi eskiden beri sektörde olan başarılı isimler olduğu için öncelikle sete inene kadar benim için çok heyecanlıydı. Sete indikten sonrası da bir o kadar hızlı geçti. Hepsi o kadar eğlenceliler ki hem set esnasında hem de set arkasında çok keyif aldık. Rol arkadaşlarının takım ruhuna sahip olması önemli. Biz hem eğlendik hem de işe odaklı olduğumuz için güzel bir uyumla kısa bir sürede Gecenin Nakaratı gibi güzel bir işi bitirdik.

Oyunculuktaki kariyer hedeflerin neler, kendine kimleri örnek alıyorsun?

Kariyerimle ilgili bir hedefim varsa oda kesinlikle izleyici ile doğru bir bağ kurmak. İçinde yer aldığım projeleri özenle seçmeye çalışıyorum. İlerde izleyicinin gözünde ‘Duygu Mercan varsa bu film veya dizi izlenir’ algısına sahip olmayı istiyorum. Kendimi de hep bu hedefe yönelik ilerletmeye çalışıyorum. Oyunculuğunu hayranlıkla izlediğim isimler var tabii ki. Eskiden beri Rachel McAdams’ı beğenirim. Son birkaç senedir de Elizabeth Debick’i özellikle The Crown dizindeki performansına hayranım.

Dijitalde, TV’de ya da sinemada görünürde yeni projeler var mı?

Gelen proje çok fazla var ama en doğrusunu seçme aşamasında olduğum için şuanda okuma kısmındayım diyelim. Henüz onayladığım yok ama bir iki aya netleşir.