
Seyahat Yazarı Kamil Biroğlu
Fransa’nın güneydoğusunda, Rhône ve Saône nehirlerinin buluştuğu noktada yer alan Lyon, tarihi dokusu, mutfağı ve kültürel mirasıyla gezginleri kendine çeken özel bir şehir. Paris ve Marsilya’dan sonra ülkenin üçüncü büyük şehri olmasına rağmen, daha sakin ama bir o kadar da zengin bir deneyim sunuyor. Roma döneminden kalma antik yapıları, Orta Çağ sokakları ve Rönesans mimarisiyle geçmişi adım adım hissettiren Lyon, UNESCO Dünya Mirası listesindeki Eski Şehir bölgesiyle büyülüyor.
Aynı zamanda Fransız gastronomisinin başkenti olarak kabul edilen şehirde, ünlü şef Paul Bocuse’ün izlerini taşıyan mutfak kültürü öne çıkıyor. Işık Festivali gibi etkileyici etkinlikleri, sinemanın doğduğu şehir olması, gizli geçitlerle dolu mahalleleri ve samimi atmosferiyle Lyon, kısa bir kaçamakta bile zengin anılar biriktirebileceğiniz bir rota. Bu rehberde şehri en verimli şekilde keşfetmeniz için gezilecek yerlerden yeme içme önerilerine kadar her detayı bulabilirsiniz.
Hazırsanız kahvenizi alın, bu büyülü Fransız şehrinde iki günde tamamlayacağınız unutulmaz yolculuğa birlikte adım atalım!
1. GÜN ROTASI

1. Bellecour Meydanı
Lyon’un merkezindeki en geniş meydan olan Bellecour, kenti keşfetmeye başlamak için harika bir nokta. Meydanın ortasında at üstündeki XIV. Louis heykeli bulunuyor ve etrafı restoranlar, kafeler ve mağazalarla çevrili. Özellikle sabah saatlerinde daha sakin olan bu alan, yürüyüş yapmak ve şehir atmosferine alışmak için ideal. Metro bağlantısıyla ulaşımı oldukça kolay olan Bellecour, aynı zamanda birçok caddenin kesişim noktası. Alışveriş yapabileceğiniz sokaklar ve tarihi yapılar da bu meydandan kısa yürüyüş mesafesinde. Ayrıca meydan zaman zaman etkinliklere ve sergilere de ev sahipliği yapıyor.

2. Saint Exupéry Heykeli
Bellecour Meydanı’ndaki küçük bir köşede, ünlü yazar Antoine de Saint-Exupéry ve Küçük Prens heykelini görebilirsiniz. Bu duygusal heykel, yazarın Lyon doğumlu olması nedeniyle buraya konmuş. Heykelin altında yer alan yazılar da oldukça anlamlı ve edebi yönü güçlü. Fotoğraf çekmek isteyenler için güzel bir nokta, özellikle Küçük Prens hayranları burayı kaçırmamalı. Heykelin yeri çok merkezi olduğu için görmek çok kolay. Etrafında oturup kısa bir mola vermek için de banklar bulunuyor.
3. Pont Bonaparte Köprüsü
Pont Bonaparte, Lyon’da Saône Nehri üzinde yer alan tarihi bir köprüdür. Bu köprü, Vieux Lyon yani Eski Lyon bölgesi ile Presqu’île bölgesini birbirine bağlar. Adını ünlü Fransız lider Napolyon Bonaparte’dan almıştır. İlk olarak 17. yüzyılda inşa edilen köprü, zaman içinde çeşitli yenilemeler geçirmiştir. II. Dünya Savaşı sırasında zarar gören yapı, savaş sonrası yeniden restore edilerek bugünkü halini almıştır. Günümüzde hem araç hem yaya trafiğine açıktır ve Lyon’un simgelerinden biridir. Tarihi ve estetik değeriyle şehre ayrı bir hava katar.

4. Lyon Katedrali (Cathédrale Saint-Jean-Baptiste)
Lyon Katedrali, yani Saint-Jean-Baptiste Katedrali, şehrin en önemli tarihi yapılarındandır. İnşaatı 1175 yılında başlamış ve yaklaşık 300 yıl sürmüştür. Romanesk ve Gotik mimariyi bir arada sunan etkileyici bir yapıdır. İçinde 14. yüzyıla ait, hala çalışan tarihi bir astronomik saat bulunur. Bu saat, Güneş, Ay ve gezegenlerin hareketlerini gösteren karmaşık bir mekanizmaya sahiptir. Rengârenk vitray pencereleri ve tarihi atmosferiyle kesinlikle ziyaret edilmeye değer. Vieux Lyon bölgesinde, Saône Nehri kıyısında yer alır ve giriş ücretsizdir.

5. Fourvière Tepesi ve Basilique Notre-Dame de Fourvière
Fourvière Tepesi, Lyon’un panoramik şehir manzarasını sunan en güzel yerlerinden biridir. Bu tepede, Notre-Dame de Fourvière Bazilikası ve eski Roma amfitiyatrosu bulunur. Bazilikaya ulaşmak için füniküler kullanabilirsiniz. 19. yüzyılın sonunda inşa edilen bazilika, Lyon’un en dikkat çeken dini yapılarındandır. Altın kaplama devasa Meryem Ana heykeliyle ünlüdür ve dış cephesi beyaz taşlarla Gotik tarzda yapılmıştır. İçeride vitraylar, mozaikler ve süslemelerle dolu görkemli bir atmosfer vardır. Gün batımında buradan şehir ışıklarını izlemek çok etkileyicidir.
6. Antik Lyon Amfitiyatrosu (Théâtres Romains de Fourvière)
Lyon’un Antik Roma geçmişine tanıklık etmek isteyenler için Fourvière Tepesi’ndeki bu amfitiyatro kaçırılmamalıdır. MÖ 15 yılında inşa edilen tiyatro, Roma İmparatorluğu döneminde 10.000 kişilik kapasitesiyle büyük etkinliklere ev sahipliği yapmıştır. Bugün hala konserler ve yaz festivalleri burada düzenlenmektedir. Oturma sıraları, sahne alanı ve mimari detayları oldukça iyi korunmuş durumdadır. Tepeden şehre bakan manzarası da etkileyicidir; tarih ve doğa iç içe geçmiştir. Yanındaki Gallo-Roman Müzesi ise bölgenin arkeolojik zenginliklerini sergiler. Hem tarihi bir yolculuk yapmak hem de muhteşem fotoğraflar çekmek isteyenler için ideal bir duraktır.
7. Musée du Cinéma et de la Miniature (Minyatür ve Sinema Müzesi)
Lyon’un tarihi merkezinde, Vieux Lyon’da bulunan bu müze, sinema ve minyatür sanatına adanmıştır. Müze binası 16. yüzyıldan kalma ve 8 ayrı salonda toplam 2000 m2 alanı kaplar. Minyatür koleksiyonunda, dünyanın farklı yerlerinden ve Lyonlu sanatçılardan 200’den fazla minyatür çalışma sergilenir. Sinema koleksiyonunda ise filmlerde kullanılan kostümler, maketler, efektler ve robotlar gibi objeler yer alır. Örneğin, Star Wars gemi maketi ve kıyamet sahnesi maketleri müzede görülebilir. Ayrıca, sinema tekniklerinin anlatıldığı videolar da ziyaretçilere sunulur. Müze akşam 18:30’da kapanır.
8. Passerelle du Palais de Justice (Adalet Sarayı Yaya Köprüsü)
Passerelle du Palais-de-Justice, Lyon’daki Saône Nehri üzerinde sadece yayalara özel inşa edilmiş zarif bir köprüdür. 1983 yılında yeniden inşa edilen köprü, tarihi Adalet Sarayı’nı Vieux Lyon’a bağlar. Kırmızı renkli yapısı ve ince metalik tasarımı sayesinde oldukça dikkat çeker. Özellikle gün batımında, nehir üzerine yansıyan ışıklarla romantik bir manzara sunar. Fotoğraf çekmek isteyenler için ideal bir noktadır; arka planda Fourvière Tepesi ve bazilikası harika görünür. Şehirde yürüyerek gezenlerin mutlaka uğraması gereken estetik ve huzurlu bir geçiş noktasıdır.

9. Le Poids de Soi – Kendinin Ağırlığı Heykeli
Bu heykel, Danimarkalı ve Norveçli sanatçılar Michael Elmgreen ve Ingmar Dragset tarafından yapılmıştır. 2,7 metre yüksekliğindeki figür 2013’te açılmıştır. Heykel, karmaşık anlamlar taşır; figür, birini sudan kurtarırken aynı zamanda kendisi de kurtarılmıştır. Böylece hayatın çelişkilerini ve karmaşıklıklarını simgeler. Heykelin Adalet Sarayı’nın hemen önünde bulunması da ayrı bir anlam taşır. Hem estetik hem de düşünsel olarak etkileyici bir yapıt olarak öne çıkar.
10. Eglise St. Nizier de Lyon
Eglise Saint-Nizier, Lyon’un tarihi ve mimari zenginliklerini keşfetmek isteyenler için önemli bir duraktır. Presqu’île bölgesinde yer alan bu gotik kilise, Lyon’un en eski kiliselerindendir. Adını 4. yüzyılda Lyon piskoposu olan Aziz Nizier’den alır. Gotik mimarisi, cephesindeki detaylar ve heykeller dikkat çeker. İki farklı kuleye sahiptir; biri Roma döneminden izler taşır. İç mekan huzur verici ve vitray pencerelerle aydınlatılmıştır. Ayrıca Aziz Blandina’ya adanan şapel de gezilebilir. Orta Çağ’dan bu yana Lyon’un dini ve toplumsal yaşamında önemli bir rol oynamıştır.
2. GÜN ROTASI
1. Les Halles de Lyon Paul Bocuse – Lyon Gurme Market
Les Halles de Lyon Paul Bocuse, Lyon’un en önemli gastronomi noktasıdır. Adını dünyaca ünlü şef Paul Bocuse’dan alan bu kapalı pazar, şehrin gurme kültürünün kalbidir. 1971 yılında açılan pazar, 2006’da şefin adını alarak prestijini artırmıştır. Burada yerel şarküteri ürünleri, taze balıklar ve deniz ürünleri, özel peynirler gibi birçok lezzet bulunur. Lyon’a özgü tatlılar ve Rhône Vadisi’nin seçkin şaraplarını tatma imkanı vardır. Market içinde küçük bistrolar ve restoranlar da yer alır; böylece alışveriş arasında lezzet molası verebilirsiniz.

2. La Place des Jacobins
Jacobins Çeşmesi, Lyon’un en etkileyici tarihi anıtlarından biridir. 1820’lerde inşa edilen bu çeşme, Roma mimarisi tarzında sütunlar ve şeffaf cam figürlerle süslenmiştir. Çeşmenin etrafında çok sayıda kafe ve mağaza bulunur, böylece tarihi izlerken alışveriş yapabilirsiniz. Akşamları ışıklandırma sayesinde büyüleyici bir atmosfere bürünür. Gündüz ve akşam farklı atmosferleri deneyimlemek için ideal bir durak.
3. Vieux Lyon (Eski Lyon)
Vieux Lyon, Orta Çağ ve Rönesans’dan kalma taş sokakları ve renkli evleriyle büyüleyici bir semttir. 15. ve 17. yüzyıllarda İtalyan tüccarların yoğunlukta olduğu bu bölgede İtalyan etkisi hissedilir. Dar sokaklarında gizli “traboule” adı verilen geçitler bulunur; bunlar eskiden ipek tüccarları tarafından kullanılmıştır. Bu gizli tüneller, bugün turistler için hem tarihi hem de maceralı bir deneyim sunar. Bölge, gotik mimarisi ve tarihi atmosferiyle Lyon’un en çok ziyaret edilen yerlerinden biridir. Tarihin içinde kaybolmak isteyenler için mutlaka görülmesi gereken bir durak.
4. Fresque La Bibliothèque de la Cîte
Lyon’un ünlü duvar resimlerinden biri olan Fresque La Bibliothèque de la Cîte, devasa bir kütüphane görüntüsü yaratır. Duvarın her yerinde kitap rafları ve Lyon’un kültürel figürleri dikkatlice resmedilmiştir. Ünlü yazarlar, bilim insanları ve filozoflar bu freskte yer alarak Lyon’un kültürel zenginliğini simgeler. Şehirdeki diğer freskler gibi burası da sanat ve edebiyata verilen önemin bir göstergesidir. Yürürken insanı adeta kitapların içine çeker. Bu fresk, Lyon’un sanat dolu yüzünü deneyimlemek isteyenlerin ilgisini çeker.
5. Hotel De Ville
Hotel de Ville, Lyon’un ana belediye binası ve en ikonik yapılarından biridir. 17. yüzyılda inşa edilen bina, Fransız Barok mimarisinin zarif bir örneğidir. Heykeller, sütunlar ve büyük saat kulesi dış cephesini süsler. İç mekanları da en az dışı kadar etkileyicidir; rehberli turlarla gezmek mümkündür. Tarihi odalar ve detaylı mimari incelemek isteyenler için çok özel bir duraktır. Place des Terreaux meydanının hemen yanında yer alır.

6. Bartholdi Çeşmesi
Bartholdi Çeşmesi, Place des Terreaux meydanında, Hotel de Ville’nin tam karşısındadır. 1889’da Frédéric Auguste Bartholdi tarafından tasarlanmıştır; aynı sanatçı Özgürlük Heykeli’nin de yaratıcısıdır. İlk başta Bordeaux için planlanmış, ancak yüksek maliyet nedeniyle Lyon’a getirilmiştir. Çeşmedeki kadın figürü Garonne Nehri’ni, etrafındaki dört at ise nehrin kollarını temsil eder. 21 ton ağırlığında ve 4,85 metre yüksekliğinde etkileyici bir eserdir.
7. Musée des Beaux-Arts (Güzel Sanatlar Müzesi)
Musée des Beaux-Arts, Lyon’un sanatseverler için en önemli duraklarından biridir. 17. yüzyıldan kalma manastır binasında yer alan müze, Fransa’nın en büyük sanat koleksiyonlarından birine sahiptir. Rembrandt, Monet, Rubens gibi ustaların eserleri burada sergilenir. Ayrıca Antik Mısır, Yunan ve Roma dönemlerinden heykeller ve dekoratif sanat ürünleri de müzede bulunur. Müze bahçesi büyük ağaçları ve heykelleriyle huzurlu bir dinlenme alanıdır.

8. Lyon Opera Binası
1831 yılında yapılan Lyon Opera Binası, 1993’te modern bir dokunuşla yenilenmiştir. Eski cephe ve modern cam kubbe birleşimiyle benzersiz bir mimari ortaya çıkmıştır. Bina sadece opera değil, bale ve konserlere de ev sahipliği yapar. Sahne teknolojisi ve oturma düzeni oldukça gelişmiştir. Müzik ve sahne sanatlarına ilgi duyanlar için burada bir gösteri izlemek unutulmaz olur. Dışarıdan bile mimarisi ile dikkat çeker. Lyon kültür hayatının önemli merkezlerinden biridir.
9. Fresque des Lyonnais
Fresque des Lyonnais, Lyon’un en ünlü ve en büyük duvar resmidir. 30’dan fazla tarihî ve çağdaş Lyonlu figürü içerir. Antoine de Saint-Exupéry, Lumière Kardeşler gibi önemli isimler burada yer alır. Resim bir apartman cephesi gibi görünür, ama pencerelerden Lyonlular hayatlarını sürdürürmüş gibi bir izlenim verir. 1994’te yapılmış ve 2013’te kapsamlı bir restorasyon geçirmiştir. Renkleri ve detaylarıyla şehre canlılık katan önemli bir sanat eseridir.

10. Mur des Canuts
Croix-Rousse semtindeki Mur des Canuts, Lyon’un en dikkat çekici trompe-l’œil (göz yanıltıcı) duvar resmidir. İlk bakışta gerçek bir sokak ya da bina gibi görünür. Merdivenler, pencereler ve insan figürleri o kadar ayrıntılıdır ki, gerçeğini ayırt etmek zorlaşır. 1987’de yapılmış ve zamanla yenilenmiştir. Figürler yaşlanmış ve değişmiştir, böylece resim yaşayan bir sanat eseri gibi devam eder. Canut’lara, yani Lyon’un ipek işçilerine saygı duruşudur ve fotoğraf için mükemmel bir noktadır.
11. Traboule Cour des Voraces
Cour des Voraces, Lyon’a özgü “traboule” adı verilen gizli geçitlerin en meşhurudur. Croix-Rousse semtindedir ve 19. yüzyılda ipek işçilerinin buluşma noktası olmuştur. 6 katlı merdiveniyle mimari açıdan da dikkat çeker. Bu merdiven, direniş ve dayanışmanın sembolü haline gelmiştir. Tarih ve mimariye ilgi duyanlar için kaçırılmaması gereken bir yerdir.
12. Parc de la Tête d’Or
Parc de la Tête d’Or, Lyon’un en büyük parkıdır ve şehir merkezine çok yakındır. 1857’de açılan park, 117 hektarlık geniş bir alanı kaplar. Adı, gölün dibinde gömülü olduğu söylenen efsanevi altın kafa hikayesinden gelir. Göldeki teknelerle gezebilir, botanik bahçesinde tropik bitkileri görebilirsiniz. Ücretsiz hayvanat bahçesi çocuklar için çok eğlencelidir. Ayrıca rengarenk gül bahçesi ve geniş yürüyüş alanlarıyla doğa severler için ideal bir kaçış noktasıdır.
13. Musée d’Art Contemporain
Musée d’Art Contemporain, Lyon’un çağdaş sanat merkezidir. 1995’te açılan müze, Parc de la Tête d’Or’un hemen yanındadır. 20. ve 21. yüzyıla ait enstalasyonlar, heykeller ve dijital sanat eserleri sergilenir. Sergiler sürekli değişir, bu yüzden her ziyaret yeni bir deneyim sunar. Modern sanat meraklıları için kaçırılmaması gereken bir mekandır. Müze, Lyon’un sanat dünyasındaki dinamizmini yansıtır.
İki gün boyunca Lyon’un sokaklarında kaybolduk, tarih kokan traboule’larında yürüdük, tepelerden şehri izleyip nehir kenarlarında soluklandık. Fransız mutfağının kalbindeki tatlarla damağımızı şımarttık, meydanlarında ve pazarlarında gerçek bir Lyon havası soluduk. Şimdi bu güzel şehirden ayrılma vakti… Ama biliyoruz ki Lyon, bir kez görenin aklında hep bir “yeniden gelmeli” hissi bırakıyor. Şimdilik hoşça kal Lyon — ama bu bir veda değil, sadece küçük bir mola.
Lyon Yeme İçme Önerileri

Carmelo
Lyon’da şık ve lezzetli bir akşam yemeği arıyorsanız Carmelo’yu mutlaka listenize alın. Özellikle trüflü makarnası çok ünlü; yoğun trüf aroması, al dente makarna ve kremsi sosuyla son derece tatmin edici. Mekânın dekorasyonu modern ve sıcak, servis de oldukça profesyonel. Menüde İtalyan pizzaları, taze makarnalar ve kaliteli şaraplar öne çıkıyor. Kalabalık olabiliyor, bu yüzden önceden rezervasyon yaptırmakta fayda var. Keyifli, sakin ve kaliteli bir akşam yemeği için ideal adreslerden biri.
Empanadas
Hızlı ama lezzetli bir öğle yemeği için Empanadas harika bir tercih olabilir. Latin Amerika mutfağından esinlenerek hazırlanan empanadalar, bol malzemeli ve çıtır hamurlu. Özellikle etli ve peynirli olanlar çok seviliyor. Yanında sunulan baharatlı soslar da lezzeti artırıyor. Küçük ama samimi bir mekân; ayakta atıştırmalık bir mola için birebir. Hem fiyatları uygun hem de lezzet açısından oldukça başarılı bir alternatif.
Les Halles de Lyon – Paul Bocuse
Kahvaltı için şehrin gastronomik kalbi de Lyon’a uğrayabilirsiniz. Fırınlarda taptaze kruvasan, brioche ve çeşitli hamur işlerini bulabilir, yanına sert bir espresso veya sütlü kahveyle klasik bir Fransız kahvaltısı yapabilirsiniz. Dilerseniz yerel peynir ve jambonlardan oluşan küçük bir kahvaltı tabağı da oluşturabilirsiniz. Burası sadece yemek için değil, aynı zamanda yerel ürünleri tanımak için de çok keyifli. Sabah saatlerinde daha sakin oluyor, bu yüzden erken gitmek avantajlı.
Boulangerie du Palais
Vieux Lyon sokaklarında gezerken kısa bir tatlı molası vermek isterseniz Boulangerie du Palais’i tercih edebilirsiniz. Özellikle kırmızı pralin parçalarıyla hazırlanan “brioche aux pralines” Lyon’a özgü bir lezzet ve burada oldukça başarılı yapılıyor. Yanında sade kahveyle birlikte hem göz hem damak için tatmin edici bir deneyim sunuyor. Küçük ve samimi bir fırın, ürünler her zaman taze. Lyon’un geleneksel tatlılarını denemek isteyenler için güzel bir durak.
Chocolaterie Le Lautrec
Tatlı severler için makaron denemek isterseniz Chocolaterie Le Lautrec iyi bir seçenek olabilir. Fıstıklı ve frambuazlı makaronlar özellikle öne çıkıyor; dışı hafif çıtır, içi yumuşak yapısıyla oldukça dengeli. Şık sunumlar, kaliteli malzeme ve tatlı bir atmosfer arıyorsanız burası tam size göre. Dilerseniz hediyelik kutularla sevdiklerinize de tatlı bir Lyon hatırası götürebilirsiniz. Merkezde ulaşımı kolay bir konumda bulunuyor.
Boulangerie Saint Paul
Tatlı molası için sakin ve huzurlu bir yer arıyorsanız Saint Paul bölgesindeki bu geleneksel fırını deneyebilirsiniz. Günlük çıkan taze kruvasanlar, meyveli tartlar ve kekler arasından seçim yapmak zor olabilir. Kahveleri özenle hazırlanıyor, özellikle cappuccino oldukça lezzetli. İç mekânda yer bulabilirseniz çok keyifli bir atmosferi var, ama dışarıda sokak manzarası eşliğinde oturmak da güzel bir alternatif. Yol üzeri küçük ama etkileyici bir lezzet noktası.