
Seyahat Yazarı Kamil Biroğlu
“Perle de la France” yani Fransa’nın İncisi” olarak anılan bu şirin sahil kasabası, pastel renkli evleri, çiçeklerle süslenmiş sokakları ve yıl boyunca güneş alan iklimiyle insanı ilk bakışta etkiliyor. Fransa’nın güneydoğusunda, İtalya sınırına komşu oluşu sayesinde hem Fransız hem de İtalyan esintilerini hissettiren Menton, sakin atmosferiyle büyük şehirlerin gürültüsünden kaçanlara adeta bir sığınak sunuyor. Sahil boyunca uzanan yürüyüş yolları, palmiyeler eşliğindeki manzaraları ve berrak deniziyle, ziyaretçilere huzurlu bir Akdeniz rüyası yaşatıyor.
Bu küçük kasabanın kendine has bir büyüsü var; limon ağaçlarının gölgesinde dolaşırken tarihin, doğanın ve sanatın iç içe geçtiğini hissediyorsunuz. Özellikle şubat ayında düzenlenen meşhur Limon Festivali, devasa turunçgil heykelleriyle hem göz kamaştırıyor hem de Menton’un sembolüne dönüşen limonun önemini vurguluyor. Kasabanın tarihindeki önemli dönüm noktalarından biri, 1882’de Kraliçe Victoria’nın ziyaretiyle yaşanıyor. Kraliçe’nin gönderdiği kartpostallar, Menton’u Avrupa aristokrasisinin gözdesi haline getirirken, bugün hâlâ ayakta kalan tropik bahçeli villalar bu ilgiyi somutlaştırıyor. Menton sadece bir tatil yeri değil; geçmişin zarafetiyle bugünün dinginliğini harmanlayan, kendine has bir ruhu olan bir keşif noktası.
Şehri keşfetmeye hazırsanız, Menton’un narenciye kokulu sokakları ve saklı köşeleriyle dolu rotamıza ilk adımı atalım.
1. Palais de l’Europe (Avrupa Sarayı)
1909’da inşa edilen Palais de l’Europe, Menton’un tarihine ve kültürel yaşantısına ışık tutan etkileyici bir yapı. Eskiden kumarhane olarak kullanılan bina, bugün sanat galerileri ve sergilere ev sahipliği yapıyor. Dış cephesindeki ihtişamlı mimari detaylar daha kapıdan girerken dikkat çekiyor. İçeride ise yüksek tavanlı salonlar, zarif süslemeler ve dönemsel sanat sergileri sizi karşılıyor. Ziyaretiniz sırasında yerel ya da uluslararası bir sergiye denk gelme şansınız oldukça yüksek. Mekân, Menton’un sakin havasına sanatsal bir dokunuş katıyor.
2.Mairie de Menton
Menton’un merkezinde yer alan Belediye Binası, dışarıdan bakıldığında klasik bir Fransız kamu yapısı gibi görünse de içeride oldukça sürprizli. Nikah salonu, Fransız sanatçı Jean Cocteau’nun elinden çıkma fresklerle süslenmiş. Mitoloji ve aşk temalı bu duvar resimleri, resmi bir binayı adeta sanat galerisinin içine dönüştürüyor. Cocteau’nun Menton’a olan bağlılığını burada yakından hissedebiliyorsunuz. Binayı gezme fırsatınız olursa, bu freskleri yakından incelemek kesinlikle etkileyici bir deneyim.
3.Basilique Saint-Michel Archange
Menton’un eski şehir bölgesinde yükselen Saint-Michel Bazilikası, şehrin silüetini tamamlayan en etkileyici yapılardan biri. 17. yüzyıla tarihlenen bu barok kilise, 53 metrelik çan kulesi ve zarif cephe süslemeleriyle dikkat çekiyor. İçeri girdiğinizde altın detaylarla süslü mihrap, freskler ve yüksek tavanlı bir atmosfer sizi karşılıyor. Dışarıda ise Saint-Michel Meydanı, özellikle gün batımında çok güzel kareler sunuyor. Yaz aylarında bazilikanın önünde düzenlenen Barok Müzik Festivali ise burayı daha da özel kılıyor.
4.Plage des Sablettes
Menton’un en popüler plajlarından biri olan Plage des Sablettes, incecik kumları ve sakin deniziyle ön plana çıkıyor. Eski şehrin hemen eteğinde yer alan bu plaj, hem yerel halkın hem de turistlerin favorisi. Denizi sığ ve dalgasız olduğu için çocuklu aileler için de oldukça uygun. Sahilde uzanırken bir yanda pastel renkli evler, diğer yanda turkuaz deniz manzarası size eşlik ediyor. Yakın çevresinde küçük kafe ve dondurmacılar yer alıyor, özellikle limonlu dondurma burada çok meşhur. Gün içinde denizin tadını çıkarabilir, akşamüstü ise güneşin batışını izleyerek günü keyifle tamamlayabilirsiniz.
5.Eski Şehir (Vieille Ville)
Menton’un Eski Şehir bölgesi, daracık taş sokakları, renkli cepheli evleri ve merdivenli geçitleriyle tipik bir Akdeniz kasabası hissi veriyor. Sabahın erken saatlerinde bu bölgeyi gezmek, hem fotoğraf çekmek hem de sakinliği yaşamak için en güzel zaman. Sokaklar arasında yürürken geçmişle iç içe, samimi bir atmosfer hissediliyor. Burası aynı zamanda Travers adı verilen geçitlerle birbirine bağlanan sokak yapısıyla da ilginç. Arada bir karşınıza çıkan küçük meydanlar, butik dükkânlar ve kafelerle bu bölgeyi gezmek oldukça keyifli. Özellikle yukarılara çıktıkça hem şehir manzarası hem de deniz görünmeye başlıyor.
6.Port de Menton Garavan (Menton Limanı)
Menton’un sahil şeridinde yer alan Garavan Limanı, huzurlu atmosferiyle dikkat çekiyor. Limanda yürüyüş yaparken, kıyıya bağlı tekneler, sessizce dalgalarla birlikte salınıyor. Bir yanda eski şehrin pastel renkli evleri yükselirken, diğer yanda Akdeniz’in masmavi suları uzanıyor. Gün batımında liman özellikle çok keyifli oluyor; deniz üzerindeki yansımalar harika kareler sunuyor. Sahil boyunca sıralanan kafelerde oturup bir kahve içmek ya da taze deniz ürünlerinden oluşan bir öğle yemeği yemek mümkün.
7.Escaliers (Menton Merdivenleri)
Saint-Michel Meydanı’ndan aşağıya doğru inerken karşınıza çıkan Escaliers de Menton, şehrin tarihini ve mimari dokusunu adım adım hissettiren bir güzergâh. 1753 yılında inşa edilen bu taş merdivenler, liman ile eski şehir arasındaki bağlantıyı sağlıyor. İniş boyunca pastel renkli Akdeniz evleri, çiçekli pencereler ve dar sokaklar size eşlik ediyor. Özellikle sabah saatlerinde buradan yürümek hem serin hem de oldukça keyifli oluyor. Yol boyunca fotoğraf çekmek için birçok güzel köşe var; her adımda durup etrafa bakmak isteyebilirsiniz. Merdivenler sizi sonunda Menton’un sahil bölgesine ulaştırıyor.
8.Jean Cocteau Müzesi – Séverin Wunderman Koleksiyonu
Jean Cocteau, Menton ile özdeşleşmiş bir sanatçı ve onun izini sürebileceğiniz en özel yerlerden biri Jean Cocteau Müzesi. Limanın hemen yanında, siyah-beyaz dalga desenli dış cephesiyle dikkat çeken bu modern müze, içerdiği eserlerle sanatseverler için oldukça zengin bir içerik sunuyor. Müzede Cocteau’nun resimleri, seramik çalışmaları, fotoğrafları ve kişisel eşyaları sergileniyor. Mitoloji, aşk ve sürrealizmi harmanlayan tarzı, eserlerinde hemen hissediliyor. Müze gezisi sırasında sanatçının ne kadar yönlü bir üretkenliğe sahip olduğunu görmek etkileyici.

9.Menton Kapalı Pazarı (La Pescaria de Menton)
Les Halles de Menton, 1898’de inşa edilmiş tarihi bir pazar yeri ve yerel yaşama dokunmak isteyenler için kaçırılmayacak bir durak. Sabah saatlerinden itibaren tezgâhlar taze sebzeler, meyveler, zeytinler, peynirler ve deniz ürünleriyle dolup taşıyor. Mimari olarak Belle Époque tarzındaki bina, içeride nostaljik bir atmosfer yaratıyor. Özellikle yöresel limon ürünleri ve zeytinyağları ilgi görüyor. Bizim içinse en unutulmaz tat, pazardan aldığımız mandalinalardı; öyle taze ve aromatikti ki tadı hâlâ damağımızda. Şehir merkezine oldukça yakın konumu sayesinde kolayca ulaşılabiliyor.
10.Promenade du Soleil
Adı gibi “Güneş Yolu” anlamına gelen Promenade du Soleil, Menton’da sahil boyunca yürüyüş yapmak için en güzel yerlerden biri. Bir yanda masmavi deniz, diğer yanda palmiyeler, kafeler ve pastel renkli binalar eşliğinde yürürken zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz. Sabah saatlerinde serin ve sakin, gün batımında ise ışıkların içinde bir atmosfer sunuyor. Yürüyüş sırasında ara ara durup denizi seyretmek ya da bir kafede oturup kahve içmek çok keyifli. Burası aynı zamanda bisiklet sürmek için de uygun. Menton’da huzurlu bir an yaşamak isterseniz, rotanıza mutlaka burayı ekleyin.
Menton’un narenciye renkli evleri, sakin sokakları ve tertemiz denizi, en az bir günü hak ediyor. Yanınıza mayo, havlu ve güneş kreminizi almayı unutmayın; kısa bir deniz molası bile gününüzü güzelleştirir. Uygun fiyatlı hediyelik eşyalar için buradaki küçük dükkânlara mutlaka göz atın, hem kendinize hem sevdiklerinize güzel anılarla dönebilirsiniz. Bazen küçük şehirler, büyük huzurlar sunar ya… Menton işte tam da öyle bir yer.
Menton Yeme İçme Önerileri
Vanilla Bakery
Menton’da kahvaltı için mutlaka uğramanız gereken sıcak ve samimi bir fırın. Taze kruvasanları ve ev yapımı reçelleri güne enerjik başlamanızı sağlıyor. Özellikle bademli ve çikolatalı seçenekler favoriler arasında. Yanında içeceğiniz cappuccino ile burası tam bir keyif durağı oluyor. Hem yerel halk hem de ziyaretçiler tarafından çok seviliyor.
Le Petit Port
Liman kenarında yer alan bu şirin restoran, akşam yemekleri için harika bir tercih. Deniz manzarası eşliğinde taptaze deniz ürünleri ve Akdeniz mutfağından özgün tatlar sunuyor. Menüde taze balıklar ve zeytinyağlı mezeler öne çıkıyor. Rahat ve samimi atmosferi, yemeğinizi daha da keyifli kılıyor. Rezervasyon yaptırmanızda fayda var.
Demontis Gelateria Artigianale
Menton’da dondurma yemek için en keyifli adreslerden biri kuşkusuz Demontis Gelateria. Taze meyvelerle hazırlanan ev yapımı dondurmalar, hem doğal hem de yoğun aromalarıyla gerçekten fark yaratıyor. Meyveli ve klasik tatlar arasında geniş bir seçenek var. Sahil yürüyüşü sırasında küçük bir mola için harika bir adres. Hem yerel hem turistler tarafından oldukça rağbet görüyor.




