Yazar Cansu Ermiş Akalp

Sezonun iddialı oyunlarından Şebbaz’ı izlemeye gittim.

Şebbaz; hayalî, yani Karagöz oynatan usta demek. Bu hikâye de ‘’Tiyatro Hayali’’nin yeni hayali. 

Ahmet Sami Özbudak çok cesur yazmış. Emrah Eren seçimleriyle inanılmaz yaratıcı yönetmiş. Erdem Akakçe ve Fatih Koyunoğlu şahane oynamışlar. Aynı anda başkaları olabilme, birden fazla insanı aynı anda sahnede yaratma fikrine bu kadar estetik uyum! İnanılmaz keyifli ve cesurdu. Oyun boyunca çok ince bir ipte, o kadar cambaz gibi yürüyorlar ki hünerlerine hayran kalmamak imkânsız. 

Bu oyunun hayalîsiyse Aytek Önal. Oyun boyunca tam bir konsantrasyonla zor bir trafiği yönetiyor aynı zamanda. 

Tiyatro Hayali’nin kurduğu dünyayı çok seviyorum. Sizi tiyatroda karşılama zarafetlerini çok seviyorum.  Basit bir telefonlarınızı kapalı tutun anonsunu bile nezaketle aktarmalarına bayılıyorum. Gerçekten bir hayal kurduklarını, ona inandıklarını buram buram hissediyorsunuz.

Dün bir AVM kapısından iki oyuncu ve dört yüzü aşkın seyirci, farklı zamanlarda içeri girdiler. Başka başka kimliklerde, başka başka telaşlarda. Saatler sonra alışverişi bitirenler, yemeklerini yiyip kahvelerini içenler yürüdüler bir kırmızı halıdan. Oyuncularla tam da aynı kapıdan farklı zamanlarda aynı mekâna girip kendileri olarak oturdular o koltuklara. Sonra ışıklar karardı. Salon hazırdı. Şimdi artık aynı zamanda, aynı salonda, başka mekânlarda, başka insanlardı o oyuncular. Bu illüzyonu yaratmaktır ya oyunculuk iddiası. Böyle bir illüzyon için buluşur aslında oyuncu, seyirci, yazar, yönetmen… Bu ayrışmayı yaratan sihirbazlara hayran ayrılırız o salondan. Dün gece başka bir ayrışmayı müthiş bir illüzyonist kaleminden çok gerçek karakterlerle izledik. Bizden karakterlerle. Aynı ustanın yetiştirdiği iki farklı ailenin çocukları, ustanın çırakları, perdenin hayalîleri, aynı coğrafyanın ayrışan çocuklarının hikâyesini izledik. Fonda bir kaçan kovalayan hikâyesine sarmalanmış bir ayrışma hikâyesi… Dediği gibi, “Kaçmaktan da, korkmaktan da yorulduk. Sahi biz aynı çorbaya kaşık çalan çocuklardık, ne ara bu kadar ayrı olduk.” Deme deme dediğinizi duyar gibiyim. Oysaki daha bir şey söylemedik ki.  Neler neler yitirmiştik, onları sıraladılar bir bir gözlerimize. Nasıl affedemediğimizi birbirimizi ve nasıl da affetmek istediğimizi, buna neden mecbur kaldığımızı… Nasıl yorulduğumuzu… Bir Karagöz Hacivat hikâyesine sarılan iki hayalî. Hem Karagöz’ün, Hacivat’ın ve diğerlerinin ağzından hem de kendilerinden anlattılar. Gelenekselden, yeniden, hiç gidemediklerimizden, çoktan yitirdiklerimizden cesur rejileriyle ve en samimi oyunculuklarıyla turnusol oldular. Evlerden çıkın ve gidin, izleyin.  

Sizler, “Tiyatro Hayali”. Çok yaşayın ve bol bol hayal kurun. Teşekkürler.

Künye:

Ahmet Sami Özbudak Yazar

Emrah Eren Yönetmen

Barış Dinçel Dekor ve Kostüm Tasarımı

Deniz Bayrak Müzik

Yakup Çartık Işık Tasarımı

Sinem Öztürk Dramaturg

Cengiz Samsun Maske & Kukla Tasarımı

Berkcan Okar Afiş Tasarım

Ozan Güzelce Fotoğraf

Ahmet Balta Yönetmen Yardımcısı

Barış Kırantepe Reji Asistanı

Sırrı Topraktepe Dekor Realizasyon

Çağatay Tok Sahne Amiri

Sait Yamaner Ses & Efekt Operatörü

Mehmet Doğan Işık & Ses Operatörü